“Ben, güzel huyları tamamlamak için gönderildim.”
(Mâlik, el-Muvatta, Hüsnü’l-Huluk, 8, II, 903)
“Allah’ım! Yaradılışımı güzel yaptığın gibi, ahlâkımı da güzelleştir.”
(Ahmed b. Hanbel, I, 403)
“Ben, haklı olduğu hâlde bile çekişmeyi bırakan kimse için cennetin avlusunda bir köşk, şaka da olsa, yalan söylemekten kaçınan kimse için cennetin ortasında bir köşk ve ahlâkı güzel olan kimse için de cennetin en yüksek yerinde bir köşk verileceğine kefilim.”
(Ebû Davûd, Edeb, 7, V, 150)
Yazar:Selva Yılmaz ÖZELBAŞ
Cenab-ı Hak insanı zaman zaman değil her zaman dener. Çünkü insan bu dünyada sürekli imtihandadır. İmtihan soruları insanın karşısına uygulamalı kulluk vazifeleri şeklinde çıkmaktadır. Kur’an’da da ifade edildiği gibi insan kulluk etsin diye yaratılmıştır. Sonsuz ve eşsiz güzellikteki nimetler ahirette insan için rabbi tarafından hazırlanmıştır. O nimetlere kavuşabilmek emek ister, sabırla mücadele ister, ibadet dolu bir hayat ister.
Öğrencilerimden gelen sorular bir yandan bana olayların farklı boyutlarını ve gençlerdeki yansımalarını gösterir, bilmediklerimi öğretir; diğer yandan da onların ihtiyaçlarını, beklentilerini anlamama yardımcı olur. Bazı sorular ise zaman zaman ne kadar zor bir göreve talip olduğumuzu düşündürür. Bir gün böyle bir soruyla karşılaştım. Anne baba hakkını işlediğimiz bir ders çıkışı yanıma gelen genç kardeşim: “Hocam! Anne babamın haberi olmadan çok hayırlı bir din hizmeti yapsam, onlara karşı gelmiş ya da saygısızlık etmiş olur muyum? Bundan dolayı üzerimde bir hakları var mıdır?” diye sordu. Bahsettiği hizmetin ne olduğunu, neden anne babasından gizleme ihtiyacı duyduğunu uygun bir dille sormaya çalıştım, cevap vermek istemedi, ben de üstelemedim. Dinî değerleri ve Allah rızasını gözeten bir iş söz konusu olduğunda, anne babasının kendisini engellemeyeceğini, içinde bulunduğu durumu onlarla paylaşması gerektiğini ve her ne olursa olsun onlara haber vermeden, gizli bir şey yapmasının doğru olmayacağını ifade ettim.
Muâz b. Cebel’in naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle bu-1472. yurmuştur: “Lânete sebep olan şu üç şeyi yapmaktan; su kaynaklarına, yol ortasına ve gölgelik yerlere abdest bozmaktan sakının.” (D26 Ebû Dâvûd, Tahâret, 14)
Enes b. Mâlik’in naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle bu-1473. yurmuştur: “Birinizin elinde bir hurma fidanı varken kıyamet kopuyor olsa bile derhâl onu diksin!” (HM12933 İbn Hanbel, III, 184)
İbn Abbâs’ın naklettiğin1149. e göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “İsrâ yolculuğuna çıkarıldığım gece İmrân’ın oğlu Musa’ya (as) rastladım. Uzun boylu, esmer bir adamdı. Saçları k ıvırcıktı. Şenûeli adamlara benziyordu...” (M419 Müslim, Îmân, 267)
İbn1150. Abbâs’tan (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) Medine’ye geldiği zaman, Yahudilerin âşûrâ günü oruç tuttuklarını gördü. Resûlullah (sav) onlara, “Oruç tuttuğunuz bugün nedir?” diye sordu. Onlar da, “Bugün Allah’ın, Musa’yı ve kavmini kurtarıp, Firavun’u ve kavmini (suda) boğduğu büyük bir gündür. Musa şükretmek için bugün oruç tuttu. Biz de (bu nedenle) oruç tutuyoruz.” dediler. Bunun üzerine Resûlullah (sav), “ Biz Musa’ya sizden daha lâyık ve yakınız .” buyurdu. Ondan sonra âşûrâ günü Resûlullah (sav) hem kendisi oruç tuttu hem de oruç tutulmasını emretti. (M2658 Müslim, Sıyâm, 128; B2004 Buhârî, Savm, 69)
Ebû Hüreyre diyor ki: “Ebu’l-Kâsım’ı (Hz. Peygamber’i) (sav) 477. şöyle derken işittim: “Yalnızca şakî (bedbaht) olan kimse merhametten yoksun bırakılır.”
(T1923 Tirmizî, Birr, 16; D4942 Ebû Dâvûd, Edeb, 58)
Cerîr b. Abdullah’ın naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle bu-478. yurmuştur: “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” (B7376 Buhârî, Tevhîd, 2; M6030 Müslim, Fedâil, 66)
Paylaşacağın İçeriği Keşfet sizlerde,1601 Hadis bulunmakda.
BU YAZIYI ALLAH RIZASI İÇİN ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞIN, ONLARINDA İSTİFADE ETMESİNE VESİLE OLUN.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
Hz. Peygamber’in sözlerini ve onun sünnetini çağlar ötesine taşıyan hadis ilmi, Müslümanlar için bütün zamanlarda ilgi odağı olmuş, onların varlık, bilgi ve değer tasavvurlarına kaynaklık etmiştir. Aynı zamanda, asr-ı saadeti bugüne taşıma gayretinin ana vasıtası olarak görülen hadisler konusunda muazzam külliyatlar vücuda getirilmiş, geniş bir literatür oluşturulmuştur.