Ebû Zer’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöy-261. le buyurmuştur: “Temiz toprak, on sene boyunca su bulamasa bile, Müslüman’ın abdest suyu (mesabesinde) olur.”
(N323 Nesâî, Tahâret, 203; T124 Tirmizî, Tahâret, 92)
Ebû Hüreyre anlatıyor: “Bir gün cünüp bir hâlde iken Medi-262. ne sokaklarından birinde Resûlullah (sav) ile karşılaştım. Hemen geri durdum ve gidip yıkanıp geldim. Resûlullah (sav), ‘Nerede kaldın Ebû Hüreyre?’ dedi. Ben, ‘Cünüp idim, temiz olmayan bir hâlde seninle beraber oturmak istemedim.’ dedim. Bunun üzerine Resûlullah (sav), ‘Sübhânallâh! Müslüman necis olmaz.’ buyurdu.”
(D231 Ebû Dâvûd, Tahâret, 91)
Ebû Eyyûb el-Ensârî, Câbir b. Abdullah ve Enes b. Mâlik şöyle 263. anlatmaktadır: “Orada (Kubâ Mescidi’nde) temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da temizlenenleri sever.” (Tevbe, 9/108) âyeti nâzil olmuştu. Bunun üzerine Resûlullah (sav), “Ey ensar topluluğu! Şüphesiz ki Allah sizi temizlik konusunda övmektedir. (Övgüye lâyık olan) bu temizliğiniz nedir?” buyurdu. Onlar, “Biz namaz için abdest, cünüplükten dolayı da boy abdesti alırız ve biz su ile taharetleniriz.” diye cevap verince Resûlullah (sav), “İşte (övüldüğünüz şey) bu! O hâlde buna devam edin.” buyurdu.
(İM355 İbn Mâce, Tahâret, 28)
Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöy-264. le buyurmuştur: “Her yedi günde bir yıkanmak, Yüce Allah’ın her Müslüman üzerindeki hakkıdır.”
(B898 Buhârî, Cum’a, 12)
Ya’lâ anlatıyor: “Resûlullah (sav) açıkta gusleden bir adam gör-265. dü, minbere çıktı. Allah’a hamd ve senâ ettikten sonra şöyle buyurdu: ‘Muhakkak ki Azîz ve Celîl olan Allah Halîm’dir, hayâ sahibidir, ayıp ve kusurları örtendir. Hayâyı ve örtünmeyi sever. Sizden biriniz gusledeceğinde başkalarına görünmeyecek şekilde (kapalı yerde gusletsin).’ ” (N406 Nesâî, Gusül, 7)
Peygamberimizin eşi Hz. Âişe’den nakledildiğine göre, Hz. Pey-266. gamber (sav) cünüplükten dolayı gusledeceğinde önce ellerini yıkayarak başlardı. Sonra namaz için abdest alır gibi abdest alır, sonra parmaklarını suya daldırır ve onlarla saçlarının diplerini ovalardı. Sonra iki eliyle başı üzerine üç avuç su dökerdi. En sonunda da suyu bütün bedeni üzerine dökerdi. (B248 Buhârî, Gusül, 1)