Câbir b. Abdullah anlatıyo1570. r: “Resûlullah (sav) bir defasında hutbe verirken gözleri kızardı, sesi yükseldi ve hiddeti arttı, öyle ki sanki bir orduyu uyarıyor, ‘Sabah ya da akşam ansızın baskına uğrayabilirsiniz!’ diyordu. Şehâdet parmağı ile orta parmağını birleştirip “Ben ve kıyamet şu ikisi gibi (yakın) gönderildim.” buyurdu. (M2005 Müslim, Cum’a, 43)
Ebu’z-Zübeyr’in naklettiğine göre, Câbir b. Abdullah, Hz. 1571. Peygamber’i (sav) vefat etmeden bir ay önce şöyle derken işitmiştir: “Siz bana kıyameti soruyorsunuz? Onun bilgisi sadece Allah katındadır.” (M6481 Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 218)
Huzeyfe b. Esîd el-Gıfârî anlatıyor: “Bir gün biz kendi aramızda 1572. konuşurken Peygamber (sav) geldi ve ‘Ne müzakere ediyorsunuz?’ diye sordu. Ashâb, ‘Kıyamet hakkında konuşuyoruz.’ dediler. Bunun üzerine Resûlullah (sav),‘Siz şu on alâmeti görmedikçe, kıyamet kopmayacaktır.’ buyurdu ve şunları saydı: ‘Duman, Deccâl, Dâbbe, güneşin batıdan doğması, Meryem oğlu İsa’nın (as) yeryüzüne inmesi, Ye’cûc ve Me’cûc, doğuda, batıda ve Arap yarımadasında olmak üzere üç büyük çökmenin yaşanması ve son olarak Yemen’den çıkıp insanları haşrolacakları yere sürecek bir ateş.’” (M7285 Müslim, Fiten, 39)
Ebû Hüreyre’nin naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöy-1573. le buyurmuştur: “İlim kaybolmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman kısalmadıkça, karışıklıklar ortaya çıkmadıkça, herc yani cinayetler artmadıkça ve elinizde mal çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz.” (B1036 Buhârî, İstiskâ, 27)