ez1201. -Zührî’nin işittiğine göre, Muhammed b. Cübeyr b. Mut’im, babasından şunları nakletmiştir: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Ben, Muhammed’im. Ben, Ahmed’im. Ben, küfrün benimle mahvedildiği el-Mâhî’yim. Ben, insanların arkamda toplandığı el-Hâşir’im. Ben, el-Âkıb’ım.” el-Âkıb, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olandır. (M6105 Müslim, Fedâil, 124; B3532 Buhârî, Menâkıb, 17)
Atâ1202. b. Yesâr anlatıyor: “Abdullah b. Amr b. Âs (ra) ile karşılaştığım ve ‘Bana Resûlullah’ın (sav) Tevrat’ta geçen sıfatlarını anlatır mısın?’ dedim. O da şöyle dedi: ‘Elbette! Vallahi o, Kur’an’daki bazı sıfatlarıyla Tevrat’ta da vasıflandırılmıştır: ‘Ey Peygamber! Biz seni şahit, müjdeci, uyarıcı ve ümmîleri koruyucu olarak gönderdik. Sen benim kulum ve resûlümsün. Ben sana “el-Mütevekkil” adını verdim. (Bu peygamber), kötü huylu, katı kalpli biri olmadığı gibi, çarşılarda/pazarlarda bağırıp çağıran biri de değildir. O, kötülüğe kötülükle karşılık vermez. Bilakis affeder, bağışlar...’” (B2125 Buhârî, Büyû’, 50)
İbn Abbâs’ın işittiğine göre, Hz. Ömer (ra) minberde şunları 1203. söylemiştir: “Ben Peygamber’i (sav) şöyle buyururken işittim: ‘Hıristiyanların Meryem oğlunu (İsa’yı) övmekte aşırı gittikleri gibi siz de beni övmede aşırılık göstermeyin. Şüphesiz ki ben Allah’ın kuluyum. Onun için bana ‘Allah’ın kulu ve resûlü’ deyin.” (B3445 Buhârî, Enbiyâ, 48)
Abbâs b. Abdülmuttalib’in işittiğin1204. e göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah’ı Rab, İslâm’ı din ve Hz. Muhammed’i de nebiresûl olarak kabullenen kişi imanın tadını alır.” (HM1778 İbn Hanbel, I, 208)