Misver b. Mahreme ve Mervân (b. Hakem) 1379. — her biri arkadaşının sözlerini doğrulayarak — şunları anlatmıştır: (Allah Resûlü ve beraberindekiler, umre niyetiyle Mekke’ye doğru giderlerken, Hudeybiye mevkiine geldiklerinde Hz. Peygamber’in devesi Kasvâ çöktü ve insanlar, “Kasvâ çöktü, yerinden kalkmıyor.” dediler. Bunun üzerine) Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: “Hayır, Kasvâ çökmedi. Onun böyle bir huyu yoktur. Ancak vaktiyle (Ebrehe’nin) fili(ni Mekke’ye bırakmayıp) durduran Allah, şimdi de Kasvâ’yı (şehre girmekten) alıkoydu. Bu canı bu tende tutan Allah’a yemin olsun ki (Kureyşliler) benden Allah’ın mübarek kıldığı şeyleri yüceltecek ne kadar müşkül istekte bulunurlarsa onu onlara vereceğim.” (B2732 Buhârî, Şurût, 15)
Câbir (b. Abdullah) diyor k1380. i, “Biz Hudeybiye günü bin dört yüz kişi idik. Peygamber (sav) bizim için, ‘Bugün siz yeryüzü halkının en hayırlısısınız!’ buyurdu.” (M4811 Müslim, İmâre, 71)
Misver b. Mahreme ve Mervân (b. Hakem) 1381. —her biri arkadaşının sözlerini doğrulayarak— şunları anlatmıştır: (Hudeybiye sürecinde Kureyş ile Hz. Peygamber arasında haber taşıyan Büdeyl b. Verkâ’, Kureyşlilerin Müslümanlara karşı savaşa hazırlandıklarını haber vermişti.) Bunun üzerine Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Biz kimse ile savaşmak için gelmedik. Yalnızca umre yapmak niyetiyle geldik... Eğer Kureyş arzu ederse ben onlarla aramızda (barış için) bir müddet tayin ederim... Fakat (böyle bir antlaşmayı) kabul etmez (savaşta ısrar eder)lerse bu canı bu tende tutan Allah’a yemin ederim ki bu dinim uğrunda başım vücudumdan ayrılıncaya kadar onlarla savaşırım. Muhakkaktır ki Allah emrini gerçekleştirecektir.” (B2731 Buhârî, Şurût, 15)