Yazan Dr. Fatih Kurt
Cenab-ı Allah, insanı eşref-i mahlukat olarak yaratmış ve imtihan vesilesiyle dünyaya göndermiştir. Âdemoğlu için dünya hayatı, sonu ebedî saadet ya da ebedî hüsran olan bir yolculuktur. Allah Teala, insanı bu yolculuğu esnasında yalnız bırakmamış, ilahî kitaplar ve peygamberler aracılığıyla uyarmış, sırat-ı müstakim üzere olması için akıl ve irade ile desteklemiştir. İnsan, sahip olduğu tüm bu imkânlar ile maddi ve manevi tehlikelerle dolu dünya hayatında düşmesi muhtemel tuzaklardan ve kötülüklerden korunmaya çalışır.
İnsanın yeryüzüne gönderilişinin anlatıldığı Hz. Âdem kıssasının aynı zamanda bir tövbe kıssası olması manidardır. İnsanoğlunun yaşamı tövbeyle birlikte başlamış, yolculuğu boyunca ona rehberlik edecek tecrübe, daha yolun başında kendisine gösterilmiştir. Allah (c.c.), insanı yaratıp meleklerden onun karşısında saygıyla eğilmelerini istemiştir. İblis kibre kapılıp bu tazime yanaşmayarak Allah’a isyan etmiş, huzurdan kovulmuştur. Sonraki süreçte de Hz. Âdem Allah’ın kendisine belirlediği sınırın dışına çıkmış, hata işlemiş (Taha, 20/121.), bunun üzerine Hz. Havva ile birlikte dünyaya sürgün edilmiştir. Hz. Âdem ile Havva tövbe ederek hatada ısrar etmemiş ve affedilmiştir. Şeytan ise isyanında ısrarcı olduğundan dolayı lanetlenmiştir.
Yüce Allah, tövbe edenleri çok sevdiğini haber veriyor. (Bakara, 2/222.) Bu ayetin işaret ettiği manalardan biri de insanın düştüğü bir hatadan dolayı kendini kaybetmemesi, toparlanarak tekrar Allah’ın ipine sarılmasının gerekliliğidir. Nitekim insan nefsinin arzularına veya şeytanın desiselerine aldanabilir, yenik düşebilir. Aslolan günahta ısrar etmemek, isyanı büyütmemektir. Hz. Peygamber, “Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz Allah, sizin yerinize günah işleyen ve tövbe eden bir topluluk yaratır ve onları bağışlardı.” (Müslim, Tevbe, 10.) buyurmak suretiyle kulun hata edebileceğini, önemli olan hususun hatada ısrar etmeyerek tövbe ırmağında yıkanabilmek olduğuna dikkat çeker. Nitekim Rasulüllah Efendimiz, kendisinin günde yetmiş kereden fazla tövbe ve istiğfar ettiğini buyurarak (Buhari, Daavat, 3.) bu konuda ümmetine yol göstermiştir.
Diyanet Aylık Dergi olarak 2018 yılının son sayısında “Manevi Arınma: Tövbe” isimli bir dosyayla huzurlarınızdayız. Doç. Dr. Halil Altuntaş, Manevi Arınma: Tövbe; Prof. Dr. Asım Yapıcı, Kişinin Kendini Yeniden Tanımlaması Olarak Tövbe; Dr. Lamia Levent Abul, İlk İnsan İlk Tövbe; Prof. Dr. Selim Özarslan, Allah’a Yöneliş Bilincini Tazeleme: Tövbe; Murat Padak, Peygamberlerin Tövbesi; Sema Bayar, Günahın ve Sevabın Kelebek Etkisi; Selma Maşlak, Her Daim Tövbe başlıklı yazılarıyla dosyamıza katkıda bulundular. Bu ayki söyleşi konuğumuz Prof. Dr. Mustafa Kara ile tövbe konusunda hasbihal ettik.
İnancını ve davranışlarını tövbe bilinciyle daima canlı tutan ve muhafaza edenlerden olmak dileğiyle…