paylaş
FaceBook

Hz. Âişe (ra) şöyle derdi: “(Vefatına sebep olan hastalığı müdde-1405. tince) Resûlullah’ın (sav) önünde deriden yahut ağaçtan içi su dolu bir kap vardı. Elini suyun içine sokar sonra yüzüne sürer ve ‘Lâ ilâhe illâllâh! Ölümün sıkıntıları vardır.’ derdi. Nihayet elini kaldırdı ve ruhu alınıncaya kadar, ‘Refîk-i A’lâ’ya (En Yüce Dost’a)’ buyurdu. Ardından eli düştü.” (B6510 Buhârî, Rikâk, 42)
İbn Abbâs’tan rivayet edildiğine göre, Hz. Ebû Bekir, (Resûlul-1406. lah’ın vefatı sonrası yaptığı konuşmada) şöyle demişti: “Bilin ki aranızdan kim Muhammed’e (sav) kulluk ediyorsa Muhammed ölmüştür. Ama kim de Allah’a kulluk ediyorsa Allah diridir, asla ölmez.” (B4454 Buhârî, Meğâzî, 84)


Mâlik (b. Enes), Hz. Peygamber’in (sav) hanımı Ümmü Sele-1407. me’nin şöyle dediğini nakletmiştir: “Kazma seslerini duyuncaya kadar, Peygamber’in (sav) vefat ettiğine inanamadım.” (MU551 Muvatta’, Cenâiz, 10)


Enes b. Mâlik şöyle demiştir: “Resûlullah (sav) Medine’ye gir-1408. diği gün (Medine’de var olan) her şey aydınlanmıştı. O, Medine’de vefat ettiği gün ise (Medine’de var olan) her şey karanlığa gömüldü. Daha onun defni ile meşgulken ve daha ellerimizi üzerinden kaldırmadan kalplerimizi tanıyamaz olduk.”(T3618 Tirmizî, Menâkıb, 1; İM1631 İbn Mâce, Cenâiz, 65)

Sevbân’ın naklettiğin1409. e göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “...Şüphesiz ümmetim içinde otuz yalancı çıkacak, her biri de kendinin peygamber olduğunu iddia edecektir. Oysa ben, peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra hiçbir peygamber yoktur.” (T2219 Tirmizî, Fiten, 43)


İbn Abbâs anlatıyor: “Resûlullah’ın (sav) (Müseylime’ye) söyle-1410. diği, ‘Sen kesinlikle rüyamda bana gösterilen kişisin. ’ sözü hakkında soru sordum. Bunun üzerine Ebû Hüreyre bana, Resûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: ‘Uyurken rüyamda iki elimde iki altın bilezik gördüm. Bu iki bileziğin durumu beni kaygılandırdı . Sonra rüyamda bunlara üflemem işaret edildi, ben de üfledim ve hemen elimden uçup gittiler. Ben bu iki bileziği benden sonra ortaya çıkacak iki yalancı ile yorumladım: Bunlardan biri
 (Esved)el-Ansî, diğeri de Müseylime’dir.’ ” (B4374 Buhârî, Meğâzî, 71)

 

İbn1411.  Abbâs’ın naklettiğine göre, (Müseylimetü’l-kezzâb, Hz. Peygamber’i (sav) Medine’de beraberinde bir heyetle ziyaret ederek, “Şayet kendinden sonra beni halef tayin edersen dinini kabul edeceğim.” dediği zaman) Hz. Peygamber, arkadaşlarının arasında bulunan Müseylime’nin tam karşısında durmuş ve (elindeki hurma dalını göstererek) şöyle buyurmuştur: “Elimde bulunan şu dal parçasını istesen onu dahi sana vermem. Sen de Allah’ın senin hakkındaki hüküm ve takdirini geçemezsin. (Dine) sırtını dönecek olursan Allah seni muhakkak helâk eder.” (B7461 Buhârî, Tevhîd, 29)


Ebû Hüreyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöy-1412. le buyurmuştur: “Benim ve benden önceki peygamberlerin durumu, bir ev inşa eden kimseye benzer. O kimse evi güzelce yapıp mükemmel hâle getirmiş fakat bir köşede sadece bir tuğla yeri boş kalmıştır. İnsanlar bu evi dolaşırlar, ona hayran olurlar ve şöyle derler: ‘Keşke şu tuğla da yerine konulmuş olsaydı.’” Resûlullah sözlerine şöyle devam etmiştir: “İşte ben o tuğlayım. Ben peygamberlerin sonuncusuyum.” (B3535 Buhârî, Menâkıb, 18)

HZ. PEYGAMBER ve YÖNETİM EMANET, EHLİYET, HAKKANİYET