paylaş
FaceBook


Vahşî b. Harb’in, babası aracılığı ile dedesinden naklettiğine 197. göre, Hz. Peygamber’in (sav) ashâbı, “Ey Allah’ın Resûlü, yiyoruz ama doymuyoruz!” deyince Peygamber Efendimiz, “Ayrı ayrı yiyor olmalısınız.” demiş, onlar, “Evet” deyince ise şöyle buyurmuştu: “Yemeği topluca yiyin ve (başlarken) Allah’ın adını anın ki, bereketli olsun.”
 (D3764 Ebû Dâvûd, Et’ıme, 14; İM3286 İbn Mâce, Et’ıme, 17

İbn Abbâs’ın naklettiğine göre..., Resûlullah (sav) şöyle buyur-198. muştur: “Sizden biri yemek yediği zaman, ‘Allah’ım, bu yemeği bizim için bereketli eyle ve bize bundan daha hayırlısını ikram eyle.’ desin.” (D3730 Ebû Dâvûd, Eşribe, 21)


Hakîm b. Hizâm’ın naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle 199. buyurmuştur: “Alışverişte bulunanlar birbirlerinden ayrılmadıkları sürece kararlarını değiştirme hakkına sahiptirler. Eğer doğruyu söyler ve (malın ayıbını) açıkça dile getirirlerse, alışverişlerinde kendilerine bereket ihsan edilir. Ama yalan söyler ve (kusurları) gizlerlerse alım satımlarının bereketi yok olur gider.” (M3858 Müslim, Büyû’, 47; B2079 Buhârî, Büyû’, 19)


Ebû Hüreyre’nin naklettiğine göre, Allah Resûlü (sav) kendisine ilk 200. ürün getirildiğinde şöyle buyururdu: “Allah’ım, şehrimizde (Medine’de) meyvelerimizde ve ölçeklerimizde bereket üstüne bereket ver!”
 (M3335 Müslim, Hac, 474)

İbn Abbâs’tan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) Ha-203. san ile Hüseyin için dua ederek şu sözlerle Allah’a sığınırdı: “Eûzü bikelimâti’llâhi’t-tâmmeti min külli şeytânin ve hâmmetin ve min külli aynin lâmmetin. ” ( Her tür şeytandan, haşereden, kem nazardan Allah’ın tam kelimelerine —sonsuz iradesine ve hükmüne— sığınırım. ) Sonra da, “Atanız İbrâhim de bu duayı oğulları İsmâil ile İshak için yapardı.” derdi. (B3371 Buhârî, Enbiyâ, 10)


Ebû Hüreyre’nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyur-204. muştur: “Kim düğüm yapar sonra ona üflerse sihir yapmış olur. Kim sihir yaparsa şirk koşmuş olur. Kim de (kendisini koruması için nazarlık ve benzeri) bir şey takarsa, o taktığı şeyin korumasına havale edilir.” (N4084 Nesâî, Muhârebe, 19

FAL, KEHANET, BÜYÜ, UĞURSUZLUK İNANÇ ZAFİYETİ