Câbir b. Abdullah’tan (ra) rivayet edildiğin256. e göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı ise abdesttir.”
(T4 Tirmizî, Tahâret, 1; HM14717 İbn Hanbel, III, 341)
Humrân’dan nakledildiğine göre, Hz. Osman abdest aldığında 257. dedi ki: ... Hz. Peygamber’in (sav) şöyle dediğini işittim: “Bir kimse abdest alır ve güzelce abdest almaya özen gösterir, ardından da namaz kılarsa, bu abdestle namaz arasında işlediği (günahlar) o namazı kılıncaya kadar mutlaka bağışlanır.”
(B160 Buhârî, Vudû’, 24; M540 Müslim, Tahâret, 5)
Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle bu-258. yurmuştur: “Müslüman —veya mümin— bir kul/kişi abdest alır da yüzünü yıkarsa, gözleri ile baktığı her günah suyla —yahut suyun son damlasıyla— yüzünden çıkar gider. Ellerini yıkadığı zaman elleriyle işlediği her günah su ile —yahut suyun son damlası ile— beraber ellerinden çıkar gider. Ayaklarını yıkadığı zaman ayaklarının yürüyerek işlediği her günah su ile —yahut suyun son damlasıyla— birlikte çıkar gider. Sonunda o kul/kişi günahlarından arınmış olur.”
(M577 Müslim, Tahâret, 32; T2 Tirmizî, Tahâret, 1)
Ebû Hâzim anlatıyor: Ebû Hüreyre’nin arkasında idim. Namaz 259. için abdest alıyordu. Kolunu koltuk altına kadar yıkadı. Kendisine, “Ey Ebû Hüreyre! Bu nasıl abdest?” dedim. Bana, “Ey Benî Ferrûh! Siz burada mıydınız? Sizin burada olduğunuzu bilsem böyle abdest almazdım. Lâkin ben dostumun (sav) şöyle dediğini işittim: “Müminin ziyneti (nuru), abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır.”
(M586 Müslim, Tahâret, 40)
Ammâr b. Yâsir’den nakledildiğine göre, o, Hz. Peygamber’e 260. (sav) teyemmümü sormuş, Peygamber (sav) de, “(Teyemmüm) eller için (bir vuruş) ve yüz için bir vuruştur” buyurmuştur .
(HM18509 İbn Hanbel, IV, 264; DM770 Dârimî, Tahâret, 65)
(B160 Buhârî, Vudû’, 24; M540 Müslim, Tahâret, 5)
Ebû Hüreyre’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle bu-258. yurmuştur: “Müslüman —veya mümin— bir kul/kişi abdest alır da yüzünü yıkarsa, gözleri ile baktığı her günah suyla —yahut suyun son damlasıyla— yüzünden çıkar gider. Ellerini yıkadığı zaman elleriyle işlediği her günah su ile —yahut suyun son damlası ile— beraber ellerinden çıkar gider. Ayaklarını yıkadığı zaman ayaklarının yürüyerek işlediği her günah su ile —yahut suyun son damlasıyla— birlikte çıkar gider. Sonunda o kul/kişi günahlarından arınmış olur.”
(M577 Müslim, Tahâret, 32; T2 Tirmizî, Tahâret, 1)
Ebû Hâzim anlatıyor: Ebû Hüreyre’nin arkasında idim. Namaz 259. için abdest alıyordu. Kolunu koltuk altına kadar yıkadı. Kendisine, “Ey Ebû Hüreyre! Bu nasıl abdest?” dedim. Bana, “Ey Benî Ferrûh! Siz burada mıydınız? Sizin burada olduğunuzu bilsem böyle abdest almazdım. Lâkin ben dostumun (sav) şöyle dediğini işittim: “Müminin ziyneti (nuru), abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır.”
(M586 Müslim, Tahâret, 40)
Ammâr b. Yâsir’den nakledildiğine göre, o, Hz. Peygamber’e 260. (sav) teyemmümü sormuş, Peygamber (sav) de, “(Teyemmüm) eller için (bir vuruş) ve yüz için bir vuruştur” buyurmuştur .
(HM18509 İbn Hanbel, IV, 264; DM770 Dârimî, Tahâret, 65)