Enes (b. Mâlik)’in naklettiğin325. e göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “ Kim bir namazı unutursa onu hatırladığında kılsın. Zira onun kefareti ancak budur...”
(B597 Buhârî, Mevâkîtü’s-salât, 37; M1566 Müslim, Mesâcid, 314)
Resûlullah’ın (sav) süvarisi Ebû Katâde el-Ensârî’nin nakletti-326. ğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Sizden, sabah namazının (sünnet olan) iki rekâtını devamlı kılmakta olanlar, o ikisini (kazaya kaldığında da) kılsın.” (D438 Ebû Dâvûd, Salât, 11)
Ebû Katâde şöyle diyo327. r: “Resûlullah (sav) bize bir hutbe irad etti ve şöyle buyurdu: ‘...Bilin ki! Uykudan dolayı (namazı kılamamak) bir kusur değildir. Esas kusur, ancak diğer namazın vakti gelinceye kadar namazını kılmayan kimsenin davranışıdır. Buna göre kim (uyuyup kalır da) namazını kılamazsa uyandığı zaman o namazı kılsın! Ertesi gün o namazı vaktinde kılsın!’ ” (M1562 Müslim, Mesâcid, 311)
Câbir b. Abdullah’tan nakledildiğin328. e göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Yeryüzü (toprak) benim için mescit ve temiz kılınmıştır. Ümmetimden kim nerede namaz vaktine ulaşırsa hemen orada namazını kılabilir.”
(N737 Nesâî, Mesâcid, 42)
Osman b. Affân, mescidi yeniden bina etmek istemiş, halk bu-329. nu hoş görmeyerek onu olduğu gibi bırakmasını istemişlerdi. Bunun üzerine Osman, “Ben Allah Resûlü’nü (sav), ‘Her kim Allah için bir mescit bina ederse, Allah ona cennette bu mescidin benzeri (bir köşk) bina eder.’ buyururken işittim.” dedi. (M7471 Müslim, Zühd, 44)
Ebû Hüreyre’nin naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle 330. buyurmuştur: “Müslüman bir kimse mescitleri namaz ve zikir için kendine yer-yurt edindiğinde, Allah onun bu durumuna, gurbetten dönen kişiye ailesinin sevindiği gibi sevinir.”
(İM800 İbn Mâce, Mesâcid, 19)
Hz. Âişe şöyle demişti331. r: “Allah Resûlü (sav) mahallelerde mescitler inşa edilmesini, buraların temiz tutulmasını ve güzel kokularla kokulandırılmasını emretti.” (D455 Ebû Dâvûd, Salât, 13; T594 Tirmizî, Cum’a, 64)
Câbir b. Abdullah’ın rivayet ettiğin332. e göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Her kim sarımsak veya soğan yemişse bizden —ya da mescidimizden— uzak dursun ve evinde otursun.”
(B7359 Buhârî, İ’tisâm, 24)