İbn Abbâs’tan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav), Mekke’den 435. Medine’ye yola çıktı ve âlemlerin Rabbi olan Allah’tan başka hiçbir şeyden korkusu olmadığı hâlde namazlarını ikişer rekât olarak kıldı. (N1436 Nesâî, Taksîru’s-salât, 1)
Hamza (b. Amr) anlatıyor: “Allah’ın Resûlü’ne (sav) yolculukta 436. oruç meselesini sordum. O da, “Tutmak istersen tut, tutmak istemezsen tutma.” buyurdu. (N2298 Nesâî, Sıyâm, 56)
Câbir b. Abdullah’ın rivayet ettiğin437. e göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “(Zorlanmanız yahut zarar görmeniz hâlinde) yolculukta oruç tutmanız, fazilet değildir. Allah’ın size tanıdığı ruhsatı kullanın ve onu kabul edin.”
(N2260 Nesâî, Sıyâm, 47)
Hamza b. Amr el-Eslemî (ra), “Ey Allah’ın Resûlü! Yolculukta iken 438. oruç tutabilecek gücü kendimde bulabiliyorum. Böyle yapmamda bir sakınca var mı?” diye sordu. Bunun üzerine Resûlullah (sav), “Bu, Allah’ın verdiği bir ruhsattır. Kim bunu alıp uygularsa güzel olur. Ama kim de oruç tutmak isterse bunu yapmasında bir sakınca yoktur.” buyurdu. (M2629 Müslim, Sıyâm, 107)
İbn Abbâs anlatıyor: “Resûlullah (sav) bana şöyle dedi: 439. ‘...Dinde aşırılıktan sakının. Muhakkak ki sizden öncekileri dinde aşırılığa gitmek helâk etmiştir.’”
(N3059 Nesâî, Menâsikü’l-hac, 217)