Abdullah b. Selâm anlatıyor: “Resûlullah (sav) (hicret edip) 554. Medine’ye geldiğinde insanlar ona doğru koşuştular... Söylediği ilk sözler şunlardı: ‘Ey insanlar! Selâmı yaygınlaştırın, yemek yedirin ve insanlar uykudayken (gece) namaz kılın ki, esenlik içinde cennete giresiniz.’ ”
(T2485 Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 42)
İbn Münkedir’in işittiğin555. e göre, Câbir b. Abdullah şöyle demiştir: “Resûlullah (sav) kendisinden bir şey istendiğinde asla ‘hayır’ demezdi.” (M6018 Müslim, Fedâil, 56)
Sehl b. Sa’d anlatıyor: “Bir kadın ... elinde kenarları dokunmuş 556. bürde türünden bir kumaşla gelerek, ‘Yâ Resûlallah, bunu giymeniz için kendi elimle dokudum.’ dedi. Böyle bir kumaşa ihtiyacı olan Resûlullah (sav) kumaşı aldı ve izar şeklinde giyinerek (belden aşağısına sararak) yanımıza geldi. Fakat orada bulunanlardan biri kumaşa dokunarak, ‘Yâ Resûlallah, bunu bana giydir!’ dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber ‘Tamam.’ buyurdu ve Allah’ın dilediği kadar (bir süre) o mecliste kaldıktan sonra evine döndü. Sonra da kumaşı katlayarak ona gönderdi.” (B5810 Buhârî, Libâs, 18)
Enes (b. Mâlik)’ten rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) 557. şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.”
(T2515 Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 59)