Zübeyr b. Avvâm’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber 936. (sav) şöyle buyurmuştur: “Sizden birinizin urganını alıp (dağa gitmesi), sırtında bir bağ odun getirip satması ve böylece Allah’ın onun itibarını koruması, bir şey verip vermeyecekleri belli olmayan kimselerden dilenmesinden daha hayırlıdır.” (B1471 Buhârî, Zekât, 50)
Abdullah b. Amr’dan nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle 937. buyurmuştur: “Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter.” (D1692 Ebû Dâvûd, Zekât, 45)
Mikdâm’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöy-938. le buyurmuştur: “Kesinlikle hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yemek yememiştir. Allah’ın Peygamberi Dâvûd (as) da kendi elinin emeğini yiyordu.” (B2072 Buhârî, Büyû’, 15)
Muâz b. Abdullah b. Hubeyb, babası aracılığıyla amcasının (Yesâr 939. b. Abdülhayy’ın) şunları anlattığını nakletmektedir: “Bir mecliste bulunuyorduk. Hz. Peygamber (sav) başı ıslak bir hâlde geldi. İçimizden birkaç kişi ona, ‘Bugün seni huzurlu gördük.’ dedi. Bunun üzerine, ‘Evet, Allah’a hamdolsun.’ diye cevap verdi. Sonra o topluluk, zenginlikten bahsetmeye koyuldu. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: ‘Takva sahibi kimse için zenginliğin bir zararı yok! Sağlık ise takva sahibi için zenginlikten daha hayırlıdır. Gönül huzuru da (gerçek) nimetlerdendir.’ ” (İM2141 İbn Mâce, Ticâret, 1; NM2131 Hâkim, Müstedrek, III, 807 (2/3))