paylaş
FaceBook

İbn Abbâs anlatıyor: “Hz. Peygamber (sav) Bedir günü, 1366. ‘Allah’ım, senden ahdini ve vaadini (yerine getirmeni) diliyorum. Allah’ım, eğer (bu müminler topluluğunun hezimetini) dilemişsen o zaman bugünden sonra sana ibadet edilmeyecek (demektir)’ diye dua etti. Ebû Bekir, Peygamber’in elini tuttu ve ‘(Bu dua) sana yeter.’ dedi. Akabinde Resûlullah (sav), ‘Yakında o topluluk bozguna uğrayacak; arkalarını dönüp kaçacaklar.’ (Kamer, 54/45) âyetini okuyarak (çadırdan dışarı) çıktı.” (B3953 Buhârî, Meğâzî, 4)


Mâlik b. Hamza b. Ebû Üseyd es-Sâidî’nin, babası aracılığıyla 1367. dedesinden naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) Bedir günü, “(Müşrikler) Size yaklaştıklarında onlara ok atın. Onlar sizi iyice yakından sarıncaya kadar da kılıçları çekmeyin.” buyurmuştur.
(D2664 Ebû Dâvûd, Cihâd, 108)



Enes’ten nakledildiğin1368. e göre, Uhud günü Resûlullah’ın (sav) alt çenesinin sağ ön tarafındaki dişi kırılmış, başı yarılmıştı. Sonra yüzündeki kanı silmeye başlamış ve şöyle demişti: “Kendilerini Allah’a davet ediyor olduğu hâlde, Peygamberi’nin başını yaran, dişini kıran bir kavim nasıl felâh bulur!” (M4645 Müslim, Cihâd ve siyer, 104)


Ebû İshâk’ın işittiğine göre, Berâ’ b. Âzib (ra) şöyle demişti1369. r: Uhud günü Peygamber (sav), (Ayneyn geçidindeki) okçulara —ki onlar elli kişiydiler— Abdullah b. Cübeyr’i kumandan tayin etti ve şöyle buyurdu: “Bizi kuşların kaptığını görseniz bile ben size haber gönderinceye kadar sakın şu yerinizden ayrılmayın! Bizim onları hezimete uğrattığımızı görseniz bile ben size haber gönderinceye kadar asla (yerinizden) ayrılmayın!” (B3039 Buhârî, Cihâd, 164)

HENDEK MEDİNE MÜDAFAASI