İbn Şihâb anlatıyor: “Urve, Mervân b. Hakem ve Misver b. Mah-1387. reme’nin kendisine şunları anlattığını nakletti: Hevâzin heyeti Müslüman olarak gelip Resûlullah’tan (sav) mallarını ve esirlerini kendilerine iade etmesini istediler... Resûlullah (sav) Müslümanların arasında ayağa kalkarak Allah’ı lâyık olduğu şekilde övdükten sonra şöyle buyurdu: ‘Şimdi bu kardeşleriniz, tevbe ederek bize geldiler. Ben de esirlerini kendilerine geri vermeyi düşündüm. Sizden her kim (bu şekilde kardeşinin gönlünü) hoş etmeye razı olursa bunu yapsın. Sizden her kim kendi hissesini talep ederse —ki bu hisseyi ona biz, Allah’ın bize ihsan edeceği ilk ganimet malından vereceğiz— o da böyle yapsın (esirleri geri versin).’ ” (B2307 Buhârî, Vekâlet, 7)
Safvân b. Ümeyye anlatıyor: “Resûlullah (sav) Huneyn günü 1388. (ganimet mallarından) bana da verdi. O, insanlar arasında en sevmediğim kimse idi. Fakat bana mal vermeye devam ettikçe sonunda insanlar arasında en sevdiğim kişi hâline geldi.” (T666 Tirmizî, Zekât, 30)
İbn Abbâs’ın naklettiğin1389. e göre, Resûlullah (sav) Mekke hakkında şöyle buyurmuştu: “Ne güzel bir memleketsin, benim için ne kadar da sevimlisin! Kavmim beni senden çıkarmış olmasaydı senden başka yerde yaşamazdım.” (T3926 Tirmizî, Menâkıb, 68)
İbn Ömer’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) Mekke’nin 1390. fethi günü, Kâbe’nin merdiveni üzerinde ayakta durarak Allah’a hamd ve senâ ettikten sonra şöyle buyurdu: “Hamd (Mekke’nin fethine dair) vaadini yerine getiren, kuluna (Peygamberi’ne) yardım eden ve düşman topluluklarını tek başına yenilgiye uğratan Allah’a mahsustur.” (İM2628 İbn Mâce, Diyât, 5)
İbn Abbâs’ın naklettiğine göre, Resûlullah (sav) Mekke’nin fethi 1391. günü şöyle buyurmuştu: “Bu belde haremdir (saygın ve dokunulmazdır). Burayı Yüce Allah harem kılmıştır. Burada savaşmak benden önce kimseye helâl olmadı. Bana yalnızca bir gün içerisinde bir süreliğine helâl kılındı. Zira bu belde Yüce Allah’ın haram kılması ile haram kılınmıştır.” (N2878 Nesâî, Menâsikü’l-hac, 111)
İbn Abbâs’ın (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle bu-1392. yurmuştur: “Fetihten sonra hicret yoktur ancak cihad ve niyet vardır. Cihada çağrıldığınızda derhâl katılın!” (B2783 Buhârî, Cihâd, 1)