Ebû Nadre’nin, Hz. Peygamber’in teşrîk günlerinin ortasında ver-1426. miş olduğu hutbesini dinleyen bir sahâbîden naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Bilesiniz ki, Rabbiniz bir, atanız da birdir. Arap’ın Arap olmayana Arap olmayanın da Arap’a; beyazın siyaha, siyahın da beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur. Fazilet takvadadır...” (HM23885 İbn Hanbel, V, 411)
Ebû Mâlik el-Eş’arî’nin anlattığına göre, Hz. Peygamber (sav) 1427. şöyle buyurmuştur: “Ümmetimde câhiliye âdetlerinden kalma dört şey vardır ki bunları (kolaylıkla) terk edemezler. Bunlar; asaleti ile öğünme, nesepleri kötüleme, yıldızlarla yağmur isteme ve bağıra çağıra ölülere yas tutmadır.” (M2160 Müslim, Cenâiz, 29)
Hz. Ali’den rivayet edildiğin1428. e göre, Ebû Cehil, Hz. Peygamber’e (sav) şöyle dedi: “Biz seni yalanlamıyoruz, senin getirdiklerini (vahyi) yalanlıyoruz.” Bunun üzerine Allah şu âyeti indirdi: “...Aslında onlar seni yalanlamıyorlar. Bu zalimler açıkça Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar.” (En’âm, 6/33; T3064 Tirmizî, Tefsîrü’l-Kur’ân, 6)
Câbir1429. b. Abdullah anlatıyor: “Resûlullah (sav) (tebliğin ilk yıllarında) Arafat’ta vakfe yerinde bulunan insanlara kendisini tanıtarak şöyle buyururdu: ‘Beni kavmine götürecek kimse yok mu? Kureyş (müşrikleri) beni, Rabbimin kelâmını tebliğ etmekten alıkoymaktadır.’ ” (D4734 Ebû Dâvûd, Sünnet, 20; T2925 Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 25)