Habbâb1430. b. Eret şöyle demiştir: Allah Resûlü (sav) Kâbe’nin gölgesinde elbisesini yastık yapıp uzanmış vaziyette iken kendisine (Kureyş müşriklerinin eziyetlerinden) şikâyette bulunmuş ve “Bizim için (Allah’tan) yardım dileyemez misin? Bizim için dua edemez misin?” demiştik. Bunun üzerine o şöyle buyurmuştu: “Sizden önceki ümmetler içinde öyle kişiler vardı ki müşrikler tarafından yakalanır, onun için yerde bir çukur kazılır, o kişi o çukurun içine gömülürdü. Sonra büyük bir testere getirilir, onun başı üzerine konulurdu da başı iki kısma ayrılırdı. Bir başkasının da demir taraklar ile etinin altındaki kemiği ve sinirleri taranırdı ama bu işkenceler o mümini dininden çeviremezdi. Allah’a yemin ederim ki bu din kesinlikle tamamlanacaktır. Öyle ki biniti üzerinde bir kimse (tek başına) San’â’dan Hadramevt’e kadar gidecek de Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmayacaktır... Fakat sizler acele ediyorsunuz!” (B6943 Buhârî, İkrâh, 1)
Ebû Ümâme anlatıyo1431. r: “Mekke’nin fethi günü Resûlullah’ın (sav) bineğinin arkasındaydım. Çok güzel ve hoş sözler söyledi. Bunlardan biri de şuydu: ‘Kitap ehli olan iki topluluktan kim Müslüman olursa, onun için iki kat mükâfat vardır. O, bizimle aynı haklara ve sorumluluklara sahiptir. Müşriklerden kim Müslüman olursa ona da bir mükâfat vardır ve o da bizimle aynı haklara ve sorumluluklara sahiptir.’ ” (HM22589 İbn Hanbel, V, 259)
İbn Abbâs’tan (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav), 1432. hakkında herhangi bir emir bulunmayan hususlarda Ehl-i kitaba uygun davranmayı severdi. (B3558 Buhârî, Menâkıb, 23)
İbn Abbâs’tan (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) 1433. Medine’ye geldiği zaman, Yahudiler âşûrâ günü oruç tutuyorlardı. Resûlullah (sav) onlara, “Oruç tuttuğunuz bugün nedir?” diye sordu. Onlar da “Bugün Allah’ın, Musa’yı ve kavmini kurtarıp Firavun’u ve kavmini (suda) boğduğu büyük bir gündür. Musa şükretmek için bugün oruç tuttu. Biz de (bu nedenle) oruç tutuyoruz.” dediler. Bunun üzerine Resûlullah (sav): “Biz Musa’ya sizden daha lâyık ve yakınız.” buyurdu. Ondan sonra âşûrâ günü Resûlullah (sav) hem kendisi oruç tuttu hem de oruç tutulmasını emretti. (M2658 Müslim, Sıyâm, 128; B2004 Buhârî, Savm, 69)
İbn Ebû Leylâ’nın anlattığına göre, Kays b. Sa’d ve Sehl b. Hu-1434. neyf Kâdisiyye’de bulundukları bir sırada yanlarından bir cenaze geçmiş onlar da ayağa kalkmışlardı. Onlara bunun bir zimmîye (Müslüman topraklarında yaşayan anlaşmalı bir gayri müslim vatandaşa) ait olduğu söylendi. Bunun üzerine şöyle dediler: “Resûlullah’ın (sav) yanından bir cenaze geçti de o ayağa kalktı. Kendisine, ‘O bir Yahudi’dir.’ denilince, ‘O da bir can değil mi?’ buyurdu.” (M2225 Müslim, Cenâiz, 81; B1312 Buhârî, Cenâiz, 49)